KIBRIS
Akdenizin tek öz evladı Kıbrıs ve insanlarıyla tanıştık, alanımızla ilgili olarak politik konular ile ilgili bir iki söyleşide bulunduk. Ama bundan önce yavru vatanımızdan kaba taslak biraz sizlere bahsedelim..
Beşparmak Dağlarının eteklerinde üremiş küçük şehirler, Türkiye şartlarını düşünecek olursak illerimizin küçük sevimli ilçeleri gibi şehirler.. Yani anlatılanlar gibi Las Vegas tarzı bir yer değil. Elbette kumarhaneleri, barları, discoları var ancak gerçekten hayal ettiğinizi yaşamadığınız bir yer. Ancak güzel. Ülkeyle ilgili söylenen çok doğru bir söz var "Kıbrısa ağlayarak gelir, ağlayarak gidersiniz." Yani ilk başta sevmezsiniz, ama alışan bırakamaz diyorlar kısaca.
Güneyinde Kıbrıs Rum Kesimi var. Aslında onlara göre, adanın tamamı Kıbrıs Cumhuriyeti. Dünyanında kabul ettiği bu. Kuzey'i sadece Türkiye Cumhuriyeti tarafından işgal edilmiş bölge olarak kabul ediliyor. Ancak tamamen saçmalık. Çünkü Kuzey Kıbrıs Türk Kesimi'nden gelen vatandaşları ülkeye kabul etmemelerine rağmen, Yunanistan üzerinden aynı kimlikle gelirlerse kabul ediyorlar. Yani aslında onlarda bazılarının maşası.
Burada Rumlarında tamamını kötülememek gerekiyor aslında.. Refarandum seçimlerinde eğer Rusya Birleşmiş Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla ilgili kararı veto etmemiş olsaydı, bugün güneyde ve kuzeyde yapılan refarandumda Türklerle birleşmeyi büyük olasılıkla ve yapılan anketler sonucuyla kabul etmiş olacaklardı. Bu noktada kötülememiz gereken kişiler; Kıbrıs'ta Rum & Türk savaşını aslen baslatmış olan koyu sağcı Rum örgütlerden daha illegal şeyler düşünen, bazı yerli Kıbrıs Türkleridir. Bazı derken çoğunluğu dışarıda tutuyorum..
Kıbrısda bir Taksi Dolmuş şoförüyle yaptığımız sohbette bize aynen şunları söyledi;
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diye bir devlet yok! Burası bir korsan ülke. Aslında burası Kıbrıs Cumhuriyeti. Biz hatayı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletini ilan etmekle yaptık. Türkiye'den binlerce insan buraya göç etti. Askerler geldi. Gelmeyeceklerdi. Güvenliği sağladıktan sonra gidecekti. Türkiye'den insanlar geldikten sonra burası değişti, bozuldu.
-Bunları söylerken kendisininde 30 yıl önce kendi isteğiyle Kıbrıs'a geldiğini unutmuş gibiydi. Bizde ona bunu sorduk, "Ağabey, madem Türkiye Türkleri bozuyor burayı, işe kendinden başla. Çık git Türkiye'ye dön geri."
Ben nasıl gideyim, niye gideyim buraya alıştım. -Diğer gelenler alışmadı sanki.- Burada bankalar bizim mallarımızı kabul etmiyorlar, kredi çekeceğiz, mallarımızı ipotek ettiremiyoruz. -Bize bunu yaklaşık 4-5 defa tekrarladı. Anlaşılan alacağı, çekeceği kredi, para vatanın milletin şerefinden daha önemli. Öyle ki devletten yediği para yetmemiş olacak. Açgözlülük-
Bize sınırlarımızı zorlayacak bunun gibi bir çok şey söyledi taksi şoförü. Oysa EOKA'nın ellerinden Türk askerleri onları kurtardığında, bayram ilan etmişlerdi.. Türk Mukavemet Teşkilatı ve Rauf Denktaş Türkiye'ye mektuplar yazıyordu. Hatta R.Denktaş harekattan önce yazdığı sonra mektupta Bülent Ecevit'e yalnızca şunları söylüyordu "Gelirseniz kurtuluruz, gelmezseniz canınız sağ olsun." Türkler Rum örgüt üyelerine karşı üstün gelebilselerde, EOKA'nın sivil zulmü bütün direncimizi kırıyordu. Buna en büyük örnek tabip binbaşı ve ailesinin o fotoğrafıdır.
Gecenin ayazı Mürüvvet hanımın kemiklerine işlemişti. Pencereden kırılarak gözüne çarpan sokak lambasının ışığı uyandırdı onu. Dışarda birileri vardı. Hakan'ı kucağına alıyor. 10 Aylık. Kutsi'yi uyandırıyor usulca, 4 yaşında. Murat sersemleye kalkıyor, 6 yaşında. Hepsi parmaklarının ucunda, banyoya kadar gidiyorlar. Duyulmasın diye sesleri nefes almıyorlar. 10 aylık bebeğine sarılıyor, kucaklıyor bütün çocuklarını.
Ayak sesleri geliyor.
Daha da yaklaşıyor.
Kapıyı tekmeyle açıyor 3 kişi.
33 el ateş ediyorlar. Tabip binbaşı çocuklarını kendi elleriyle yıkıyor. Ancak Hakan'dan kurşun çıkmıyor. Mermi gelmesin diye üstüne siper olduğu annesi ve kardeşlerinin altında kalan Hakan Bebek, boğularak ölmüştü..
Türk askeri çekip gitsin öyle mi?
Bunun gibi 103 Türk köyünü basmıştı bu dönemde EOKA. 103 Türk köyü.. Yakında Türk askerleri gelecek dediklerinde köylüler, "Kurtaracak Türk bulurlarsa gelsinler." diyorlardı.
Rum Taburunda "Cesursan, gelde al!" yazıyorlardı. Ne kadar yiğitlermiş meğer gülüyorum.. 2 saatlik harekat sonrasında, Türk askeri yerleşti aynı tabura. Aynı yazıyı "Cesurum, geldim aldım!" olarak değiştirdiler.
Şimdi Recep Tayyip Erdoğan'ın Kıbrıs ziyaretinde Türk Askerinin çekilmesi için pankart açan ŞEREFSİZ !
Lafımız en başta sana, ve senin gibilere. G*TÜN YİYORSA GELDE AL ULAN!
